İlk filmini çok beğendiğimiz It'in devam filmi It Chapter 2 (It Bölüm 2) 6 Eylül'de çıkıyor. Biz de filmi eleştirdik.

Instagram sayfamız: https://goo.gl/UWFPG4
Marvel filmleri sinemanın içine ediyor: https://www.youtube.com/watch?v=-Eu1YSYW-58
Keanu Reeves: trajik hayat, harika bi insan https://www.youtube.com/watch?v=dv7hEs3h-nM
Videoyu seslendiren: Can Başak

It’in ilk filmi arada tekrara binse de eğlenceliydi. 80’lerin Amerikası, tatlı bir arkadaş grubu ve gerçekten korkutucu bir palyaço bir araya gelince karşımıza 2 saat 15 dakikalık güzel bir film çıkmıştı. Karakterlerimizin korkularının travmalarıyla bağlantılı olması da korku sahnelerini daha anlamlı yapıyordu. Kısacası Stephen King’in kitabını sinemaya başarılı bir şekilde uyarlamışlardı. It Bölüm 2 için de oldukça heyecanlıydım ama maalesef filmi beğenmedim.

2. film olaylarının 27 yıl sonrasını anlatıyor. Çocuklarımız artık yetişkin ve ayrı yerlerde yaşıyorlar. Bu arada çocukların yetişkin hallerini gerçekten çok iyi oyuncular oynuyor. Filmin en sevdiğim tarafı da buydu. Neyse, 27 yıl sonra palyaçomuz tekrar çocuk yemeye başlıyor ve kahramanlarımız neler olup bittiğini anlamak için kasabalarına geri dönüyorlar.

Filmin en sevmediğim yanı süresi oldu. 2 saat 49 dakikalık bir film izliyoruz ama film bu süreyi verimli kullanmıyor. Ekibimiz bir araya geldikten sonra bir süreliğine dağılıyor ve aşırı tekrar eden korku sahneleri izliyoruz. Sahnelerin tekrar etmesinin en kötü yanı ilk korku sahnesinden sonra filmde çok az korkmam oldu. Sürekli aşırı korkunç resimler görüyorduk ama bu resimler öylesine varmış gibiydi. Zaten tekrar eden sahnelerden dolayı korku sahnelerinin ne zaman ve nasıl olacağını tahmin edebiliyorsunuz. Bu sebeple de hikaye ve yaşananlar beni germiyordu. Film genellikle odağı yokmuş gibi de hissettirdi. Karakterlerle ilk filmdeki kadar bağdaşamadım. Ama tabii sadece beni dinlemeyin. Rottentomatoes sitesindeki eleştirilerin yüzde 80’ni olumlu. Eleştirmenlerin filme verdiği ortalama puansa 60. Sırf filmi beğenmedim diye filme gitmemezlik yapmayın veya moralinizi bozmayın. Şu ana kadar film zevkiniz benimkiyle yakınsa gitmeyebilirsiniz ama arada uyuşmazlıklar oluyorsa gidin kendiniz görün. Ben sıradan bir insanım ve izlediğim şeylerle ilgili görüşlerimi paylaşıyorum. Bu şeklide bi uyarıda bulunmak istedim çünkü küçükken Harry Potter filmlerini kötü eleştiren insanları gördüğümde moralim bozuluyordu ve o insanları bulup dövmek istiyordum. Tabii sonra herkesin farklı olduğunu öğrendim. Lütfen beni dövmek istmeyin. İsterseniz de dövmeyin. İnsanlara iyi davranın.

Peki filmde neler iyiydi? Kadro çok iyiydi. Filmde en beğendiğim isim Bill Hader oldu. Kendisi iyi bir oyuncu ve iyi bir komedyen. Barry dizisini izlemediyseniz mutlaka izlemenizi öneririm. Bi saniye, neler iyiydi dedik ama tekrar kötü bi şey söylemem gerek. Evet, kadro çok iyi. Ancak James McAvoy’un oyunculuğunu aşırı beğenmedim. Kendisine verilen materyal aşırı iyi olmadığı için adam tam olarak bi kişilik yaratamamış. ‘’Yetti be, içimi kararttın filmde hiç mi iyi bi şey yok?’’ dediğinizi duyar gibiyim. Filmde iyi şeyler olabilir. Örneğin dehşet saçan korkutucu resimler hoşunuza gidebilir. İlk filme benzeyen ve sizi gerçekten korkutan sahneler de olabilir. Çünkü film gerçekten yapı olarak ilk filme benziyor. Sadece odağı yok ve biraz daha temposuz. Alexandre Skarsgard, Pennywise’ı yine çok iyi canlandırmış. Şu gözünün ayrı yerlere bakması olayı gerçekten sinirlerimi bozuyor. Bu arada, ilk filmdeki çocuk oyuncuları seviyorsanız üzülmeyin. Bu filmde bir sürü flashback sahnesi de var. Oyuncular şu an ergenliğe girdikleri için bu sahneleri normal bir şekilde çekip daha sonra görsel efektle arkadaşlarımızı gençleştirmişler. Bu gençleştirme teknolojisi aldı başını gitti. 27 kasımda yani kanalın beyninin doğum gününde çıkacak Irıshman filminin yarısında bu kadroyu genç olarak izleyeceğiz. Bunun dışında filmimizde iyi oyunculuklar ve genelde korku filmlerinde göremediğimiz bir derinlik de var.